5 Haziran 2016 Pazar

TOST EKMEĞİ NASIL YAPILIR?

                   

                                          TOST EKMEĞİ




      Uzun bir aradan sonra MERHABA! Yine ekmek mayalıyorum, maya çalışırken zamanı değerlendirip daha önce pişirdiğim bu ekmeğin tarifini istedim. Gözüme kestirdiğim bu tarifi 19 mayısta  abimlerin evinde denemek nasipmiş. Sonucu çok beğendiler ve şaşırdılar. Yüzlerinde ki beğeni ve şaşkınlık  ifadesi bana yorgunluğumu fazlasıyla unutturdu. Ben de gaza gelip bir tatlı ve akşam yemeği için enfes bir incik pişirdim. Ama onların tarifleri daha sonra paylaşılacak.

      Ramazan başlıyor. Pide yemekten sıkılırsanız ki iftarda böyle bir şey olacağını sanmıyorum , ama belki sahur için  bu ekmeği yapmak istersiniz. Pişman olmayacağınıza eminim. Sahur deyince benim aklıma; otuz sahur gecesi yediğimiz ''KUYMAK'' gelir. Düşünsenize otuz sahur yiyor ve bıkmıyorsunuz. En büyük artısıda bütün gün tok tutması. Yalnız yaparsanız ya tuzsuz peynirle ya da yoğurtla yapın aksi takdirde acıkmayayım derken gün boyu ''su ''diye sayıklarsınız. Belki bir gün annem kadar güzel yaptığıma inanırsam ''kuymak'' tarifini de paylaşırım sizlerle. Laf lafı açtı ,sahura bu ekmeği yetiştirebilmeniz için bir an önce tarifi tamamlamam lazım. Tarif ''cafe fernando'' dan uyarlandı. Ben beğendim umarım siz de beğenirsiniz.



      MALZEMELER

  • 1 paket instant kuru maya
  • 500 ml ılık su
  • 3 çorba kaşığı bal
  • 4,5 çorba kaşığı eritilmiş tereyağı
  • 7 su bardağı un
  • 1 çorba kaşığı sofra tuzu




     YAPILIŞI

  • Mayayı, ılık suyu, 4 çorba kaşığı eritilmiş tereyağını ve balı bir kasenin içerisinde iyice karıştırıp dinlenmeye bırakın.
  • Ayrı bir kapta unu ve tuzu iyice karıştırın.
  • Unun 3 su bardaklık kısmına ılık su karışımını ekleyip sert bir spatula yardımıyla karıştırın. Pürüzsüz bir kıvam elde edinceye kadar karıştırın. (Varsa yoğurma işlemini mutfak robotunun yoğurma ucu yardımı ile yapabilirsiniz.)
  • Kalan unu azar azar ekleyip elastik ve pürüzsüz bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Hamurun kıvamını anlamanız için bir ipucu ; elinize yapışmamalı ve elastik olmalı. Elinize yapışıyorsa biraz daha un eklemelisiniz. Fakat sert olmamasına da dikkat edin. Bu ayarı yapabilmek için unun kalan kısmını azar azar döküyoruz. Spatula ile zorlanıyorsanız elinizle yoğurabilirsiniz ki ben genelde spatula ile başlayıp elimle devam ederim. 
  • Hamur istediğimiz kıvama gelince kalan  tereyağı ile hamurun dış yüzeyini yağlayın.
  • Hamuru ayrı bir kaba alıp, streçleyin ve ılık bir yerde yaklaşık 1 saat mayalanmaya bırakın.
  • 1 saatin sonunda hamur iki katına çıktı ise hamurun havasını yoğurarak çıkarın ve yarım saat daha mayalanmaya bırakın.
  • Varsa iki adet dikdörtgen kalıbı tercihen tereyağı ile yağlayın. Dikdörtgen kalıp yoksa evdeki kalıplara göre ekmeğinize şekil verebilirsiniz.
  • Yarım saat sonunda hamuru iki eşit parçaya bölün. Kalıp dikdörtgen ise büyüklüğüne göre hamuru açın ve dış kenarlarını alta doğru kıvırın. Kıvırdığınız yeri ellerinizle sıkılaştırın. Hamurun kıvırdığınız kısmı üste gelecek şekilde kalıplara yerleştirin. Hamurları yarım saat  de kalıplarda dinlendirin.
  • Hamur kalıplarda dinlenirken fırınınızı 225 derecede ısıtın.
  • Süre sonunda hamurların üzerine un serpiştirin,  kalıpları fırına yerleştirin ve yaklaşık 45 dakika pişirin. Unutmayın ekmeğin pişme süresi fırınınıza göre değişiklik gösterebilir. Bu sebeple yarım saat sonra ekmeği kontrol etmeyi unutmayın. 
  • Ekmekler pişince tel bir ızgara da soğumaya alın ki hamur olmasın. Tamamen soğuduğuna kanaat getirince saklama kabınıza alabilirsiniz. 
         Afiyet olsun....


         Dikdörtgen kalıptaki ekmeğin şekli benim için tam bir sürpriz oldu. Hamuru yazdığım şekilde katladım, özel bir şey yapmadım. Yuvarlak olana ise ucu ince ve keskin bir bıçakla kesikler attım.







18 Nisan 2016 Pazartesi

CEVİZLİ EKMEK NASIL YAPILIR



                                         CEVİZLİ EKMEK



  Yaz tatilini yazlığa giderek geçiren çocuklardan değildim. Okullar tatil olunca babam hariç ailenin diğer fertleri köye giderdik. Babaannemin evde ya da köyün taş fırınında yaptığı odun ateşinde çörekler, ekmekler, ev yapımı peynir, tereyağı...Sabah erkenden kalkıp bahçeye tarlaya gitmek. Evin tahta merdivenlerini fırçalamak. Çoğu beyaz olan çamaşırları kaynatıp defalarca elde yıkamak. Pınardan su taşımak. Fasulye, fındık, ceviz toplayıp ayıklamak. Buğday tarlasında güneşin altında babaannemin türküleri eşliğinde ve yılan korkusuyla deste yapmak. O zamanlar eziyet gelen, başka arkadaşların tatillerini kıskandıran tatiller... Oysa ne şanslıymışım. İyi ki tatillerim böyle geçmiş, iyi ki böyle bir çocukluk geçirmişim. Çocukluk güzel geçince geçmişe özlem de artıyor sanki. Zamanla çok şey değişti büyükler göçtü, bahçeler yapılmaz, köye yılın belli günleri gidilir olundu. Özlenen kokular, anılar....Belki ben de yapabilirim diyerek mutfağa girmeler....Keşke yapılırken baksaymışım denilen tatlar...Taş fırınım, odun ateşim yok elbette ama  neden kendi ekmeğimi yapmayayım, evim mis gibi ekmek kokmasın? Bu tarifteki ekmek; yaptığım ilk ekmek değil tabi ki ama en güzeli....Bir kere içinde CEVİZ var. Cevizi her fırsatta kullanan ben, tarifi görünce denemeden edemedim. Damak tadımız biraz benziyorsa buyurun mutfağa.....

    MALZEMELER

  • 1,5 tatlı kaşığı aktif kuru maya (1.5 teaspoon)
  • 180 ml ılık su (3/4 cup)
  • 100 gr ekmek unu (3/4 cup)
  • 1,5 yemek kaşığı zeytinyağı (1,5 tablespoon)
  • 1 silme tatlı kaşığı tuz (1 teaspoon)
  • 140 gr tam buğday unu (1 cup)
  • 70 gr tam beyaz un (1/2 cup)
  • 70-80 gr kavrulmuş, iri dövülmüş ceviz (3/4 cup)
  • 2 yemek kaşığı bal
  • 1 adet yumurta beyazı

    YAPILIŞI


   Maya ve ılık suyu bir kaseye koyup güzelce karıştırın. Yaklaşık 35 gr (1/4 cup)ekmek unu ekleyip dinlenmeye alın. 10 dakikanın sonunda karışımda hava kabarcıkları göreceksiniz. Bu mayanın çalıştığını gösterir. Henüz kabarcık yoksa , bir 5 dakika daha bekletin, yeterli olacaktır. Bal, tuz, ve zeytinyağını karışıma ekleyip karıştırın. Tam buğday unu ve beyaz unu da ekleyin ve tahta veya sert bir spatula yardımıyla karışımı iyice karıştırın. Bu noktada hamur yapışkan bir hal alacaktır panik yapmayın, 35 gr (1/4 cup) daha ekmek unu ekleyin. Hamur biraz daha az yapışkan hal alacak. Elimizde yaklaşık 30 gr daha un mevcut. Hamur hala fazla yapışkan ise 2 yemek kaşığı ekmek unu daha ekleyip güzelce karıştırın. Spatula ile zorlanırsanız ellerinizle ya da hamur mikseriniz varsa mikserle yoğurabilirsiniz. Hamur düzgün, biraz daha sert ama elastik oluncaya kadar yoğurmaya devam edin. Hala yapışkan ise kalan unu da ekleyip yoğurun. Bu noktada hamurun artık kıvamına gelmesi gerekiyor.
   Başka büyük bir kaseyi   1/2 yemek kaşığı zeytinyağı ile yağlayın (aynı kabı da kullanabilirsiniz). Hamuru bu kaseye aktarın. Hamuru çevire çevire her yanını yağlayın. Hava geçirmeyecek şekilde streç film ya da kapakla kapatın ve ılık bir köşede en az 1 saat bekletin. Hamurun iki katına çıkmış olması gerekiyor. 1 saatin sonunda iki katına çıkmamışsa bir süre daha bekletin. Daha çabuk mayalanmasını istiyorsanız annemin yöntemini kullanabilirsiniz. Sarın hamur kabını, sıcaklığını artırabilecek örtü, hırka ;artık neyi uygun görürseniz. Yaklaşık 1 saat ya da hamur iki katına çıkıncaya kadar bekleyin. Ardından hamuru yoğurarak havasını çıkarın, cevizleri ekleyip tekrar yoğurun ve yuvarlak şekil verip pişireceğiniz tepsiye koyun. Hava almayacak şekilde kapatıp 45 dakika daha dinlenmeye bırakın. Süre sonunda  yumurtanın beyazını çatalla köpürünceye kadar çırpıp bir fırça yardımı ile hamurun üzerine sürün. 



   Önceden 180 derecede ısıtılmış fırının orta rafına koyup yaklaşık 35-40 dakika pişirin. Tariflerdeki süreler her zaman birebir tutmayabiliyor. Mesela ben fırınımda genelde 10 dakika fazla pişiriyorum. Siz süreyi kendi fırınınıza göre ayarlayın mutlaka. Ya da tarifteki süreden daha önce ekmeğinizi kontrol edin. 





  Görüntüsü, kokusu ve tadı muhteşem oldu. Bu tarifi mutlaka denemelisiniz. Babaannemin ekmekleri gibi olmasa da eminim onun da beğeneceği bir ekmek oldu bu. Küçük bir yerde yaşasaydım ya da yakınımda bir fırın olsaydı, bu ekmeği fırında odun ateşinde pişirtirdim. İmkanınız varsa siz deneyin derim. Bu tarifi  'cookiemadness.net' den uyarladım.


   AFİYET OLSUN.....









5 Nisan 2016 Salı

BISCOTTI NASIL YAPILIR ?

                        


                                        CEVİZLİ BISCOTTI




   Mutfağa 'bisküvi yapayım' diyerek girip ''BISCOTTI' yaptım' diyerek çıktım. Kitabı kakaolu bisküviyi yapabilmek için karıştırırken, gözüme 'BISCOTTI' tarifi çarptı. (Aslında biscottiyle tanışmam bir otobüs şirketinde oldu. Servis esnasında biscotti yazan bir paket gördüm, o gün bugündür başka otobüs firmasıyla yolculuk etmiyorum. İşin garibi başka hiçbir yerden satın alıp yemişliğimde yok.) Tarifi görünce, 'kıtır kıtır, cevizli, hımmm tatlıymış da, biz bunu kesin severiz' dedim. Nitekim öyle de oldu. Hatta ikram ettiğim bir misafirim çaya batırarak yedikten sonra; 'böyle de çok güzel oluyor' dedi ve normalde çaya bir şeyler batırarak yemeyi sevmediğim halde denedim. Nasıl desem macunumsu ya da deneyip sizin tanımlayabileceğiniz bir kıvam alıyor. Demek ki neymiş; bu tarif de blogda paylaşılmaya değermiş.Haydi mutfağa....Bu arada tarifi 'CAFE FERNANDO' dan uyarladım.



     MALZEMELER


     CEVİZLİ PRALİN (ŞEKERLEME) İÇİN


  •  1 su bardağı ceviz içi.
  •  1/3 su bardağı +1 yemek kaşığı toz şeker.
  •  1 yemek kaşığı su.


     HAMUR İÇİN


  • 2 adet büyük boy yumurta.
  • 2 su bardağı un.
  • 3/4 su bardağı toz şeker.
  • 1 tatlı kaşığı kabartma tozu.
  • 1/2 tatlı kaşığı vanilya özütü (isteğe bağlı).


  YAPILIŞI


  Fırını 180 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayın. Cevizleri bir fırın tepsisine dizip, fırının orta katında yaklaşık 10 dakika pişirin. Derileri kızardıysa fırından çıkarıp soğumaya bırakın. 






  Başka bir fırın tepsisine pişirme kağıdını serip yakınınızda hazır bekletin.
  Şekeri küçük bir tencereye dökün,eşit şekilde yayın, suyu tencerenin kenarlarından tencereye döküp yaklaşık 5 dk hiç karıştırmadan pişirin. Rengi aşağıdaki fotoğraftaki gibi olsun.





   Şeker de tamamen eridiyse, tencereyi ocaktan alıp cevizleri içine hızlıca atın ve karıştırın. Cevizlerin her tarafı kramelle kaplanınca yine hızlıca yakınınızdaki tepsiye dökün. Mümkün olduğunca tek kat olsun. 15-20 dakika soğumaya bırakın. Şekerleme soğurken biz hamuru yapalım.
    Yumurtaları, şekeri ve kullanacaksanız vanilya özütünü karıştırma kabında mikser yardımıyla karıştırın. Şeker tamamen erisin ve karışım koyulaşsın. Ardından unu ve kabartma tozunu ekleyip sert bir spatula yardımıyla karıştırın. Un yoğunlaştıkça karıştırmak zorlaşacaktır. Hamurun altından, yanından alt üst ederek unun tamamen hamura karışmasını sağlayın. Hamur yapışkan ve yumuşak olmalı. İstediğimiz kıvama gelince mandalina büyüklüğündeki  bir parçayı kenara ayırın. Soğumuş olan cevizli pralini ceviz büyüklüğünde kırıp hamura ekleyin. Yine spatula yardımıyla iyice karıştırıp homojen bir hamur elde etmeye çalışın. Daha sonra hamuru pişirme kağıdı serili fırın tepsisine boşaltıp elinizle yayın. Ki bu kısmı kolaylaştırmak için elinizi ara ara ıslatın. Cevizli pralinlerin sivri kısımlarını kenara ayırdığınız hamurla kapatın. Hamuru ortalama 11 cm eninde 23 cm uzunluğunda yayın. Daha kalın olmamasına dikkat edin. Hamura şekil vermek için çok vakit ayırmayın, vakit geçtikçe hamur yayılabilir.





   Hazırladığımız hamuru fırının orta katında yaklaşık 35 dakika pişirin. Süre genelde fırına bağlı olarak değişiyor. Bu sebeple 20 dakika sonra kontrol edin, hamur kızardıysa 35 dakikayı beklemenize gerek yok.



   Şimdi size şekilsiz gelen bu hamur, bırakın oda sıcaklığında yarım saat soğusun. Tepsiden almayın. Fırının sıcaklığını da 150 dereceye düşürün. Soğuduktan sonra bir kesme tahtasının üzerine alıp yaklaşık 1-1,5 cm kalınlığında dilimleyin. Tercihen tırtıklı ve büyük bir bıçak seçin ki keserken sıkıntı yaşamayın. Henüz bitmedi, sabırsızlanmaya başladınız tabi ama biraz daha zaman lazım. Kestikten sonra dilimleri fırının tel ızgarasına dizin ve tekrar fırına verin.





   Yaklaşık 25 dakika daha pişirin. Rengi daha da kızardıysa biscottilerin fırınla işi bitmiş demektir. Bu kadar sabrettik bir yarım saat daha bırakalım da çay demlenirken soğusunlar. Çayın yanında biskottilerinizi yerken  diyeceksiniz ki 'düşündüğümden de lezzetli oldu'. Çok vakit alıyormuş gibi görünen bu tarifte çoğu vakit fırında ve soğuma sırasında geçiyor aslında. Yani çok da zahmetli değil. Siz de değişik tarifler yapmayı seviyorsanız  gözünüzde büyütmeyin hadi bu tarifi de deneyin.        


     AFİYET OLSUN.....








  

27 Mart 2016 Pazar

FOCACCİA NASIL YAPILIR?


       

                SOĞAN-DOMATES-PEYNİRLİ FOCACCİA 






   İzmir'den misafirlerim gelecek. 'Yemek mi kahvaltı mı ?' dedim, kahvaltıyı tercih ettiler. Malum uzun yol, uzun zaman olmuş görmeyeli, klasik kahvaltı hazırlayacak değilim. 'Ne yapmalı?' diye düşünüp hem lezzetli hem de özel olan bir tarife karar verdim. 'Zor kısmı atlattım gerisi kolay' derken yabancı bir sitedeki   'FOCACCİA'  tarifini beğendim. İşte asıl zor kısım buydu benim için, çünkü ingilizcem 'my name is Gülsün, how are you?'  derecesinde. Gerçi üç haftadır kursa gidiyorum ama  'çeviri yapabilir miyim ki ?' sorularıyla işe koyuldum. (İngilizce hocama selamlar, katkıları şimdiden etkisini gösterdi) Kısıtlı zamanda kısıtlı ingilizcemle çeviriyi  yapıp mutfağa girdim. Sonuç; yüzlerindeki mutlu ve memnun ifade.Ve tabi ki bu tarifi bloğa koymaya karar verdim. (Zaten güzel olacağını tahmin edip fotoğraflarını çekmiştim:))
Hadi başlayalım artık .....



    MALZEMELER


   HAMUR MALZEMELERİ
  1.  500 gr un
  2.  1 paket  kuru maya (Tarifte aktif ya da instant yazmıyordu ben evde instant  olduğu için instant kullandım. Sizde büyük paket aktif kuru maya varsa 2 tatlı kaşığı yeterli olacaktır.)
  3.  1 tatlı kaşığı toz şeker 
  4.  300 ml ılık su 
  5.  zeytin yağı 
  6.  deniz tuzu 


  ' SOĞAN SOSU '  MALZEMELERİ

  1.  1 adet büyük kırmızı soğan. ( Yoksa neden normal soğan olmasın?)
  2.  6 yemek kaşığı balzamik sirke
  3.  bir kaç dal taze kekik ,ayıklanmış ve yıkanmış 
  4.  1 yemek kaşığı zeytin yağı


  'PEYNİR SOSU' MALZEMELERİ 


  1.  üç çeşit peynir ( İzmir tulum, lor ve eski kaşar kullandım. Bu sizin tercihinize kalmış tek çeşit bile kullanabilirsiniz)
  2.  bir kaç dal taze biberiye ( ayıklanmış ve yıkanmış )
  3.  karabiber
  4.  zeytin yağı




   ' CHERRY DOMATES SOSU ' MALZEMELERİ

  1.  bir avuç dolusu cherry domates
  2.  bir bağ fesleğen  ( ayıklanmış ve yıkanmış)
  3.  karabiber
  4.  1 yemek kaşığı zeytin yağı
  5.  1 yemek kaşığı elma sirkesi
  6.  2 parça sarımsak ( dilimlenmiş)



   HAMURUN YAPILIŞI


   Büyükçe bir hamur yoğurma kabına unu ve 1 tatlı kaşığı deniz tuzunu boşaltın ve iyice karıştırın. Kuru maya, şeker ve ılık suyu ekleyin ve bir çatal yardımıyla un hamura karışıncaya kadar karıştırın. Hamuru 5-10 dakika bekletip tekrar çatalla karıştırın. Elastik, düzgün bir hamur elde edince başka bir yoğurma kabına hamuru yavaşça boşaltın. Ellerinizi yağlayın ve hamuru bu yağın yardımıyla alt üst edip düzgün bir şekil verin. Arzu ederseniz çok az undan da yardım alabilirsiniz. Ve hamurun üzerini streç filmle kapatıp sıcak bir köşede 30 dakika dinlenmeye bırakın. Hamurumuz dinlenirken biz soslarını hazırlayalım.



  PEYNİR SOSUNUN YAPILIŞI


   Peynirleri peynir rendesi ile ya da rendenin ince kısmıyla rendeleyin. Biberiyeyi  dilediğiniz kadar karabiberi ve zeytin yağını ekleyip karıştırın.







  CHERRY DOMATES SOSUNUN YAPILIŞI


  Cherry domatesleri ikiye kesip  fesleğen, sarımsak, karabiber, elma sirkesi ve zeytin yağını ekleyip karıştırın.






 SOĞAN SOSUNUN YAPILIŞI


 Piyazlık doğradığınız soğanlara 1 yemek kaşığı zeytinyağı ekleyip yaklaşık 5 dakika soteleyin. Ardından balzamik sirkeyi ekleyip 2 dakika daha soteleyin. Ocağı kapatıp taze kekiği ekleyin ve sosu soğumaya bırakın.






   Soslar tamam. Hamurumuza bir bakalım; kabarıp iki katına çıkmış mı?




   Evet hamur yoğurma kabındaki görevini tamamlamış. Şimdi sıra pişirme tepsisindeki görevinde. Ben hamuru kalın sevdiğimden 36 cm'e 23 cm boyutlarında bir tepsi kullandım. Siz  ince hamur tercih ediyorsanız daha büyük boyutta bir tepsi kullanabilirsiniz. Tepsiye karar verdik mi? Şimdi güzelce elimizle yağlayalım ki elimizdeki yağ hamuru tepsiye alırken bize yardımcı olsun. Hamuru tepsinin ortasına nazikçe alalım. Altından tutup hamuru uzatalım ve üzerine doğru katlayalım. Bu hareketi birkaç kez yapalım ki hamurun havasını almış olalım. Ardından dikdörtgen şeklini alan hamuru tepsinin ortasına bırakıp üzerini streç filmle kapatıp 10 dakika dinlenmeye bırakalım. Bu arada fırını 220 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayalım. Süre sonunda hamuru tepsiye eşit oranda yayalım.  Elastik olduğu için direnç gösterecektir. Çok direnç gösterirse biraz daha dinlenmeye bırakın. Yaydıktan sonra tekrar kabarması için 5-6 dakika bekleyin.

   Artık soslarımızı koyabiliriz. Hamura parmak uçlarınızla çentikler atın. Hazırladığınız soğan sosunu hamurun üçte birine, cherry domates sosunu üçte birine ve peynir sosunu üçte birine dökün. Üzerine iri taneli deniz tuzu serpiştirin. Nasıl görüntüsü bile muhteşem değil mi?






   Şimdi fırına yerleştirip 20-25 dakika sabretme vakti.




   20 dakika sonra hamurun kenarları altın rengi almışsa 'FOCACCIA' pişmiş demektir. Rengi hala normalse 5 dakika daha pişirin. Tabi bu fırının büyüklüğüne de bağlı, fırın küçükse pişme süresi hep daha kısa oluyor. Bu durumda siz daha temkinli olup ara ara rengini kontrol edebilirsiniz. O kadar emek harcadık boşa gitmesin değil mi?










   Bu tarifi  ' jamieoliver.com ' dan uyarladım. Uygun zamanda diğer tariflerini de denemek niyetindeyim.  Bir de Focaccia pizzanın atası diyenler haklılar bence. Bu tarifi denedikten sonra 'bir pizza yapayım ' demek yerine  ' bir focaccia yapayım ' diyeceksiniz kuvvetle ihtimal :))

AFİYET OLSUN.....



      

20 Mart 2016 Pazar

PORTAKAL KABUĞU REÇELİ VE ELMA PEKTİNİ NASIL YAPILIR

                           PORTAKAL KABUĞU REÇELİ 



   Portakalın kendinden ziyade kabuğunu ve suyunu sevenlerdenim. Bir tarifte karşıma portakal kabuğu çıkarsa tutmayın beni. Farzı misal; portakallı somon ( ki somon bence portakalsız bir hiç:), portakallı pankek, portakallı helva ,portakallı kek ( bunları sayıyorum ki sizi daha neler beklediğini göresiniz).Geçenlerde portakallı ekmek tarifi gördüm tez vakit yapma kararı aldım. 'Yaaa acaba ' dediğim her tarif beni şaşırttı o yüzden yapacağım ekmekten de ümitliyim) . Siz de benim gibiyseniz portakal reçelini sevmemeniz ve de yememiş olmanız ihtimal dışı. Peki kendiniz yapmayı denediniz mi? Bir kez deneyin bir daha marketlerden reçel almayacaksınız. En azından ben de böyle oldu hem de ilk denemem akide şekerine yakın kıvamda olmasına rağmen. Yılmadım tabi ki yaptıkça daha da güzel olduğunu gördüm. Blogda  paylaşmaya karar verdiğimdeyse değişik bir şeyler olmalı diye düşünüp baya bir araştırma yaptım. Veee  'PEKTİN' diye bir şeyle karşılaştım. Pektin ; daha çok elma ve narenciyelerde bulunan jelleşmeyi sağlayan maddedir . Elmanın tümünde , narenciyelerin ise kabuklarında bulunuyor kendisi.   Jelleşmeyi sağlama dışında kanser riskini azalttığı, kollestrole iyi geldiği, diyabet hastalarının şeker seviyesini dengelediği söyleniyor. ' Zaten portakal kabuğunun reçelini yapacağız pektine gerek yok' diye düşünebilirsiniz. Düşünmeyin... Çünkü portakal kabuğunun acılığından kurtulmak için kaynatıp suyunu döküyoruz. ( Yani pektin yaptığımız  meyve suyunu. )  O yüzden siz dilerseniz elinizin altında başka portakal varsa onlardan ,yoksa benim gibi yeşil elmadan pektin yapabilirsiniz. Yeşil elmanın pektin oranının daha yüksek olduğu söyleniyor. O zaman önce 'YEŞİL ELMA PEKTİNİ ' yapalım.


ELMA PEKTİNİ NASIL YAPILIR?

MALZEMELER

  1. 1 kg yeşil elma
  2. 5 bardak su

YAPILIŞI

  Elmaları sadece saplarını kopararak fotoğraftaki gibi kesin.



   Üzerlerine 5 bardak su ekleyip tencerenin kapağını kapatmadan yaklaşık 10 dk yüksek ateşte , ardından 15 dk yüksek orta ateşte kapağı kapalı olarak pişirip ocağın altını kapatın. Elmalar kolaylıkla dağılabilecek kıvama gelmiş olmalı. Bir tahta kaşık yardımıyla bunu anlayabilirsiniz ama ezmeden lütfen. Tencerenin kapağını açıp 10 dk soğumaya bırakın.

    Ardından büyük bir kabın üzerine ince bir tel süzgeç onun da üzerine en az iki kat tülbenti yerleştirin (süzme torbası da olabilir). Elmaları önce suyunu aktarmaya çalışarak tümüyle kaba boşaltın. Kesinlikle ezerek süzmeyin çünkü rengi bulanıklaşır. Bırakın 30 dk  kendi kendine süzülsün . (Siz de portakalları doğrarsınız bu arada:)).  1 kg a yakın elma suyu elde edeceksiniz. Elde ettiğiniz elma suyunu orta boy bir tencereye döküp yüksek ateşte kaynama noktasına getirin , ardından orta yüksek ateşte 20-30 dk kadar pişirin. Yaklaşık 350 g pektin elde edeceksiniz. Eğer miktar daha çoksa ( bunu mutfak tartınız varsa tencerenin boş ve pektinli ağırlığı arasındaki farkla anlayabilirsiniz, mutfak tartınız yoksa ölçü kabına boşaltmak da işinizi görür;benim yaptığım gibi ) pişirmeye devam edin .En son olarak pektini süzün . Veee kullanıma hazır. Hemen kullanmayacaksanız konserveleme yaparak daha sonra da kullanabilirsiniz(en çok da çilek ve vişne reçelinde işimize yarayacak;çünkü en az onlarda mevcut bu pektin maddesi) . Tarifin bu kadar uzun olduğuna bakmayın yapması hiç de zor değil. Ben mutlaka deneyin derim.



  Gelelim PORTAKAL REÇELİ tarifine.

   MALZEMELER

  1.  3 bardak portakal kabuğu
  2.  1 bardak elma pektini (bardak 240 ml lik olursa süper olur)
  3.  2.5 su bardağı portakal suyu
  4.  1.5 su bardağı su
  5.  1 adet limon suyu
  6.  1,5 bardak toz şeker
  7.  1 yemek kaşığı vanilya özütü (olması şart değil.Ben bisküvi yapmak için hazırlamıştım.Pakette vanilya yerine kullanıyorum.Hem daha sağlıklı hem daha leziz.Hazırlanışı başka tarife artık:))

YAPILIŞI

    Portakalların suyunu sıktıktan sonra ister şerit ister küçük kareler şeklinde kesin. Kabuğun altında kalan beyaz kısmı mümkün olduğunca ayırın (fazla kalırsa reçel acı olacaktır). Bu arada buzdolabına porselen bir tabak koyun (kıvam ayarı için).



       


  Portakal kabuklarını bir tencerede 10 dk kaynatıp suyunu süzün .Tekrar 10 dk daha kaynatıp tekrar suyunu süzün (ki bence bu noktada pektinini kaybetmiş oluyor ). Süzdüğünüz kabuklar soğurken pektin ,su  ve şekeri bir tencereye koyup kaynayıncaya kadar karıştırın. Kaynadıktan birkaç dakika sonra portakal kabuklarını ekleyip orta ateşte kaynatmaya devam edin. Ara ara karıştırarak yaklaşık 50 dk kaynatın (kıvam istediğiniz gibi değilse bu süre 60 dk ya çıkabilir). Reçelin kıvamını anlamak için bu noktada buzdolabına koyduğunuz porselen tabağa bir miktar reçel damlatın ve birkaç dakika buzdolabında bekletin. Süre sonunda istediğiniz kıvamda ise limon suyunu ve vanilya özütünü ekleyip 3-4 dk daha kaynatıp ocaktan alın. Soğumaya bırakın. Hemen tüketmeyecekseniz tam soğumadan kavanoza döküp kapağı kapatın.Ama çok sıcakken kapatırsanız sulanabileceğini unutmayın. Yaklaşık bir saatinizi almış olmalı ama bu tada değer bence.




Naçizane önerilerim olacak;

   Portakal reçelini çok kaynatmayın, kabuklar sertleşip, ağdamsı bir kıvam alabilir(tecrübeyle sabit) .Soğudukça katılaştığını unutmamak gerek.

    Hemen kavanoza koymayın . Bırakın tencerede soğusun. Asıl kıvam soğuduktan sonra belli oluyor ki bu noktada eğer suluysa biraz daha kaynatabilirsiniz. Eğer katıysa biraz daha su ekleyebilirsiniz.

   Aslında kıvamı ve şeker oranı tamamen sizin neyi tercih ettiğinizle alakalı.Şekeri ayarlarken portakalın tatlılığını da hesaba katın mutlaka.Benim gibi portakalın aromasını alayım diyorsanız tarifteki oranlar tam size göre.

  Portakalları ailecek afiyetle yediniz. Elinizin altında bir sürü portakal kabuğu var ama suyu  yok. Olsun siz de portakal suyu miktarı kadar daha su katarak yaparsınız.

    Tariflerin en güzeli annelerden alınanlar. Anneler hep en güzel reçeli en güzel yemekleri ve pastaları yaparlar. Sizin hala imkanınız varsa anneniz reçel yaparken mutlaka izleyin. Ve sorun. Benim gözümün önünde annemin tabağa damlattığı reçel var siz de çok daha fazlası olsun.


 Pektinle uğraşamayacağım diyorsanız elbette pektinsiz tarifimizde mevcut. 



                PEKTİNSİZ PORTAKAL REÇELİ

MALZEMELER

  1. 3 su bardağı portakal kabuğu
  2. 2.5 su bardağı portakal suyu
  3. 1.5 bardak su
  4. 1.5 bardak toz şeker
  5. 1 limon suyu

  YAPILIŞI

 Yapılışı tamamen aynı . Şekeri biraz daha yoğun hissedebiliyorsunuz. Görünümü klasik ev yapımı reçel görünümünde.





  Ben yine de derim ki sağlık açısından pektinlisi makbul. Görünümü jölemsi. Tat olarak her ikisi de güzel.  Kabukları yumuşak sevenler kesinlikle pektinli yapmalılar.  Çevrenizdeki diyabet hastalarına , obezite sorunu olanlara önerebilirsiniz.

  İngilizce bir sitede limon pektiniyle portakal reçeli tarifi buldum.Dener denemez sizinle paylaşacağım.Tabi önce çevirebilmem gerek.. AFİYET OLSUN.....


11 Mart 2016 Cuma

ZENCEFİLLİ BİSKÜVİ NASIL YAPILIR?

                                ZENCEFİLLİ BİSKÜVİ




  Sevdikleriniz bisküviden vazgeçemiyor mu? Bari sizin yaptığınız ,yağından şekerinden emin olduğunuz enfes bisküvileri yesinler. Akşam çayın yanına bu tarifteki bisküvilerden koyun ve bisküvi ağızlarında erirkenki yüz ifadelerini sakın kaçırmayın. Çünkü  bir sonraki denemelerinizin  ilhamı işte tam da o ifadeler. Bana güvenin.

  Edindiğim bir yemek kitabını karıştırırken bu tarifi gördüm ve benim akşamki sürprizim bu bisküviler oldu. Okudum; 'kolay görünüyor ' dedim kendi kendime.  Malzemeler arasında tarçını görünce hayal kırıklığı yaşamadım değil ( beni tanıyanlar bilir tarçını pek sevmem). Ben yaparken tarçını sadece birazcık koklattım..Tadı mı tam benim istediğim gibi, tarçının baskın tadı ve kokusu yoktu.

  Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim,yemek dergilerindeki ya da kitaplarında ki her ekipman ve malzeme evinizde olmak zorunda değil. Biraz yaratıcılıkla alternatifler ortaya çıkabiliyor. Örneğin; merdane yerine büyük cam süt şişesi. Kalıp yerine bardak . Üzüm pekmezi yoksa dut pekmezi gibi. Neyse ilk deneme güzeldi ama şekil ve renk tatmin edici değildi . Ertesi akşam ikinci deneme, mükemmel sonuç ve evet bunu paylaşmalıyım düşüncesi. Gelelim tarifeee.....


MALZEMELER

  1.  3/4 Su bardağı un
  2.  1/2 çay kaşığından az toz tarçın
  3.  1/2 tatlı kaşığı toz zencefil  ( bu tarifte beni merakta bırakan malzemedir kendisi )
  4.  1/4 su bardağı pudra şekeri
  5.  3 yemek kaşığı soğuk tereyağı
  6.  1 yemek kaşığı dut pekmezi  ( tarifin orjinalinde üzüm pekmezi )
  7.  Bir fiske tuz.

YAPILIŞI

  Tarife kolları sıvamadan önce, mutlaka fırını 180 derecede ısıtmaya başlayın. Unu,pudra şekerini, tuzu, toz tarçını ve zencefili mutfak robotına koyun ve yaklaşık bir dakika kesintisiz  çalıştırın. Tereyağını fındık büyüklüğünde keserek malzemelere ekleyip robotu tekrar aralıklı olarak çalıştırın. ( İşte burası önemli; malzemeler hamur haline gelmeden pekmezi eklemek gerekiyor. Yoksa pekmez hamura eşit dağılmayıp sizi biraz uğraştırabiliyor. Tecrübeyle sabittir.) 







   Malzemeler yukarıdaki fotoğrafta göründüğü gibi topak topak  olunca pekmezi ekleyip, robotu hamur bıçağın etrafında toplanana kadar yaklaşık 2-3 dk çalıştırın. Pekmez eşit dağılmadıysa kaşık yardımıyla karıştırıp, robotu tekrar kısa bir süre çalıştırın.

   Hamuru iki parça pişirme kağıdının arasına koyup, merdane yardımıyla 3mm kalınlığında açın. ( Tarifin bu kısmını okuduğumda;' yok artık 3 mm mi?' demiştim ki yanında 22 ye 28 cm boyutunda kelimelerini gördüm. Üşenmedim odadan mezura alıp, açtığım hamurun boyutunu ölçtüm. İstenen boyuta ulaşınca da  metal kalıpla bisküvilere şekil verdim. )







   Önceden ısıttığınız fırına şekil verdiğiniz bisküvileri koyun. Fırının büyüklüğüne ve sizin tercihinize göre pişirme süresini ayarlayabilirsiniz. ( Ben ilk denemem de, tarifte 13-15 dk dediği için 13 dakika pişirdim fakat fırın küçük olduğundan rengi biraz koyu oldu. ) Renginin hafif kahverengi olması makbul . (İkinci denememde 10 dk pişirdim . Sonuç tam istediğim renkte ve tatta idi . ) Fırından çıkardıktan sonra, en az bir saat tepside soğumaya bırakın. Afiyet olsun..






  Bu tarifi, internette bonfile tarifi ararken rastladığım bir Bloggerın kitapından kendi damak tadıma göre uyarladım.  Merak edenler için kitabın adı; 'Cafe Fernando', yazarı Cenk Sönmezsoy.  Öyle görünüyorki bu kitaptan pek çok tarif denenip , bloğumda paylaşılacak.

   Unutmadan, bisküvileri buzdolabında bir hafta  ya da buzlukta iki ay boyunca saklayabilirsiniz.  Hatta  cheese kek yaparken yulaflı bisküvi yerine robottan geçirdiğiniz bu bisküvileri kullanabirisiniz. Ben henüz denemedim ama mutlaka deneyeceğim . Bir sonraki tarifte buluşmak üzere...


29 Şubat 2016 Pazartesi

ERİKLİ KUZU ETİ NASIL YAPILIR

                                      ERİKLİ KUZU ETİ

'Bir film izledim hayatım değişti' demesem de, bir film izleyip ben neden yapmayayım dememin üzerinden en az bir yıl geçti. Bugün pazar. Dünden yapmayı planladığım lor peynirli ve portakallı pankekler çok lezzetli olunca mutfaktan seslendim 'Hayatım blog nasıl açılıyormuş, internetten bakar mısın ?' ( bu blogu tek başıma kurmam ihtimal dışıydı ). Ve şimdi Rıdvan Dilmen televizyonda GS maçını yorumlarken ben bu satırları yazıyorum. Belki bu blogdan faydalanırsınız belki faydalanmazsınız, en azından kendim için en beğendiğim yemeklerden meydana gelen bir kaynakça oluştururum diye düşündüm.  

Filmin adı mı?'JULİE&JULİA'. Eğlenceli bir film, izlemenizi tavsiye ederim.



Erikli kuzu eti, hem hazırlaması kolay hem de çok lezzetli bir yemek. Bu tarifi okuyunca; 'ama bu malzemelerin hepsi evde yok!' diye düşünüp yapmaktan vazgeçmeyin. Ben ilk yaptığımda safran, et suyu ve kişniş tohumu yoktu. Eksik malzemeyle de olsa çok lezzetli olmuştu. Sonraki yaptıklarımda malzeme de lezzet de tam oldu. Uzun lafın kısası 6 kişilik erikli kuzu eti yemeği için;


MALZEMELER

  1.  4-5 yeşil biber
  2.  2 soğan
  3.  2-3 yemek kaşığı un
  4.  750 g kemiksiz kuzu eti (kol,but veya kuşbaşı)
  5.  1 yemek kaşığı tereyağı
  6.  1 tutam tel safran-1 su bardağı sıcak su
  7.  Yarım çay kaşığı rendelenmiş zencefil
  8.  3 su bardağı et suyu-1 su bardağı sıcak su
  9.  100-150 g kuru erik (ne kadar çok erik o kadar çok lezzet)
  10.  2-3 tane kişniş tohumu
  11.  1 yemek kaşığı limon suyu (limon ete yakışır diyenlerdenseniz limon suyunu  abartabilirsiniz benim gibi)
  12.  Tuz -karabiber.

YAPILIŞI

 Bir tutam safranı, bir bardak sıcak suyun içine koyup safranı açılmaya bırakın.
3 yeşil biberi iri doğrayın. Soğanı piyazlık kıyın. Bir tencerede zeytinyağını ısıtın. Tuz ve karabiber eklediğiniz biberle soğanı soteleyin. Sotelediğiniz biber ve soğanları bir kenara alın. Una çok az tuz ve karabiber ekleyip etinizi bu karışıma iyice bulayın. Biber ve soğanları sotelediğiniz tencereye tereyağını ekleyip kuzu etini çevirerek pişirin. Etlerin rengi dönmeye başlayınca sotelediğiniz biber ve soğanı ilave edin. Açtığınız safranı suyuyla birlikte ilave edin. Et suyunu ve zencefili de ekleyin. Su kaynadıktan sonra 40 dakika kısık ateşte pişirip kalan erik ve biberi ilave edin. Havanda ezdiğiniz kişniş tohumları ve limon suyunu da ekleyerek 15 dakika daha pişirin. Sıcak servis yapın.



 'Erik de ete olur muymuş' dediğim bu yemek vazgeçilmezlerimden oldu.Umarım siz de beğenirsiniz. AFİYET OLSUN...